İrtifa arttıkça vücudumuz çeşitli tepkiler gösterir. Bu tepkiler kimi bünyelerde diğerlerine göre daha az veya daha çok görülür. Yazıya ilk olarak yüksek irtifanın ne ifade ettiğini açıklayarak başlayalım.
Yüksek irtifa nedir?
İrtifa hesaplanırken deniz seviyesi baz alınır. Yüksek irtifanın deniz seviyesinden itibaren 1524 metre ile 3505 metre arasında olduğu kabul edilir. Çok yüksek irtifa 3505 metre ile 5486 metre arasında, aşırı irtifa ise 5486 metre ve üzeridir.
Yüksek irtifanın insanlar üzerindeki ciddi etkileri genellikle 2400 metreden sonra gözlemlenir. 1500 metreden itibaren kısa süreli baş ağrıları, ağızda kuruluk gibi etkiler de görülür, ancak bunlar çoğu zaman geçicidir.
Yüksek irtifada basınç
Atmosferik basınç barometre ile ölçülür ve aynı zamanda barometrik basınç olarak da bilinir. Barometrik basınç, dünya yüzeyine baskı etkisi yaratan atmosferik gazların ağırlığının toplamıdır. Bu kuvvet, yer çekimi tarafından moleküllerin dünyaya çekilmesi ile oluşur ve irtifa çıkıldıkça yer çekiminin azalan etkisiyle atmosferik basınç da azalır Hava molekülleri hava üstlerindeki ağırlığı sıkıştırılmış olduğundan düşük rakımlarda, basınç daha fazladır. Ancak, daha yüksek rakımlarda, daha az baskı bulunmakta ve moleküller daha dağınıktır. Bu nedenle irtifa arttıkça basınç da düşecektir.
Yüksek irtifadaki düşük basınç çeşitli göz hastalıklarını, kalp damar hastalıklarını ve migren gibi çeşitli rahatsızlıkları tetikleyebilir.
Yüksek irtifada radyasyon
İrtifa her 1000 metre arttıkça, ortamdaki ultraviyole radyasyon seviyesi %12 oranında artış gösterir. Ultraviyole radyasyonun doğrudan vücut üzerindeki olumsuz etkileri cilt ve gözde görülür. Yüksek irtifada hemen her yanımız kapalı olduğu için, açıkta kalan bölgeleri (yüz ve eller) yüksek faktörlü güneş kremi ile korumak, gözleri ise UV ışınlarını süzmekte başarılı, en az Cat 4 seviyesinde koruma sağlayan güneş gözlükleriyle zararlı ışınlara maruz bırakmamak gerekir.
Radyasyonun göz ardı edilen bir başka etkisi de ısı kaybıdır. Hipoterminin başlıca sorumlusu, iç ısımızın yüzde altmış kadarını kaybetmemize neden olan radyasyondur. Yükseldikçe artan radyasyon çekirdek ısımızı daha da düşürecektir. Yani bilinenin aksine, yüksek irtifada yalnızca soğuk ve oksijen yetersizliği ile değil; aynı zamanda radyasyonla da mücadele etmek durumundayız.
Yüksek irtifada oksijen
Deniz seviyesinde havadaki oksijen yüzdesi yaklaşık % 21 oranındadır. Yükseldikçe hava molekülleri daha dağınık olduğu için, her nefes vücut için daha az oksijen sağlar.
- 3657 metrede aldığınız bir nefes, deniz seviyesine göre % 40 daha az oksijen içermektedir.
- 5486 metrede % 50 daha az oksijen anlamına gelmektedir.
Dağcılık ve yürüyüş gibi fiziksel aktivite gerektiren sporlarda, yüksek irtifalarda oksijen azlığı nedeniyle nefes darlığı yaşanması çok doğaldır.
Yüksek rakımlarda doğru nefes almayı bilmek, bol bol sıvı tüketmek çok önemlidir. Yüksek rakım, kalp atışı, solunum ve idrar artışını tetikler. Düşük nem ve yüksek rakımda deri ve akciğerler daha hızlı bir hızda buharlaşır ve artan efor nedeniyle de daha sıvı tüketmek gerekmektedir.
Yüksek irtifada uyurken oksijen miktarındaki azalmaya bağlı olarak, nefes kimi zaman durabilir ve kişi boğulma hissiyle paniğe kapılarak uyanır. Düşük oksijen seviyesinde bulunan ortam sebebiyle, vücuda gerekli oksijeni sağlamak amacıyla derin ve sık soluma olarak yüksek solunum meydana gelmektedir.
Yüksekliğe uyum sağlama (Aklimatization)
Yüksek irtifada meydana gelen dağ hastalıklarının en önemli dış etkeni, yükseklere normalden daha süratle çıkmaktır. Yüksek irtifada, ulaşılan rakımdaki düşen oksijen molekülü seviyesine kişinin alışabilmesi için vücutta meydana gelen değişim sürecine “Yüksekliğe Uyum Sağlama” (Y.U.S.) veya aklimatizasyon adı verilir. Bu alışma süresi, farklı bünyelere sahip kişilerde farklı sürelerde olur.
Yüksek irtifaya uyum sağlama (aklimatizasyon) esnasında vücutta meydana gelen değişiklikler;
- Yüksek solunum
- Yüksek idrar miktarı
- Yüksek hızda kalp atışı
Yüksekliğe uyum sağlamanın temel kuralları ise şunlardır:
- Mümkün olduğu kadar 2500 metrenin üzerine herhangi bir araçla hızlı bir şekilde çıkmayın. Daha fazla yükselmeniz gerekiyorsa bu rakımdan itibaren yürüyerek yükselin. Hızlı ve ani bir şekilde irtifa almışsanız, bulunduğunuz rakımdan itibaren ilk 15-20 saat aşırı efor gerektiren idmanlar yapmayın.
- Bir günde yükseleceğiniz irtifayı düşük tutun. Normal bir dağcı orta yüklü bir vaziyette, bir gün içinde sabit bir tempo ile zorlanmadan 1000 ve daha yüksek metrede irtifa kazanabilecek yapıda olsa da, çok yüksek irtifalar için günde en fazla 400-600 metre yükseklik kazanılmalıdır. 4500-5000 metrenin altındaki irtifalar için ise günde 1000 metreden fazla irtifa alınmamalıdır.
- Yüksek irtifada bir tırmanış ile kamp alanına vardıktan sonra 300-400 metre daha yükselip kamp alanına geri dönerek orada uyuyun. Bu hareket vücudun yüksek irtifaya alışması için çok faydalı olur.
- Çok basit seviyede yüksek irtifa hastalıkları varsa kısa bir süre daha tırmanış yapılabilmesine karşılık orta şiddette dağ hastalıkları görülüyorsa belirtiler geçene kadar daha fazla irtifa kazanmayın. Hastalık belirtilerinin şiddetlendiği durumlarda ise mutlak suretle irtifa azaltılmalıdır.
- Bol miktarda sıvı alın. Alacağınız sıvının içine meyve karışımları, oralet gibi katkılar katmanız vücut asit-baz dengesinin düzenlenmesine de yardımcı olur. Nihai tırmanışa başlanmadan önce 1,5 litreye yakın sıvı alınmalıdır. Alınan sıvının sıcak olması da vücuttan gereksiz enerji kaybını da azaltır. Eğer bulunduğunuz rakımda idrar rengi koyu ve miktarı da az ise bu, yetersiz sıvı alımına işarettir ve yüksek irtifaya uyum sağlamanız için engel teşkil eder. İdrar miktarınız fazla, rengi ise açık ve berrak olmalıdır.
- Yüksek irtifaya çıktığınız ilk günlerde vücudu aşırı yoran faaliyetlerden kaçının. Hafif işlerle meşgul olmak, solunumun yavaşlaması ile vücuda giren oksijen miktarını azaltan uykudan daha iyidir.
- Alkol, sigara, uyku hapları ve sakinleştirici gibi ilaçlar solunumu baskılamaları sebebiyle kesinlikle kullanılmamalıdır.
- Enerji yetersizliğinin kısa ve uzun vadelerde çeşitli etkileri vardır. Yüksek irtifada, ağır yük ile çok yorulduğunuz günlerde ve bilhassa gecelerinde, protein ve yağlara göre yakılması daha kolay olan karbonhidrat ağırlıklı beslenin. Enerjiye dönüştürülmesi esnasında düşük miktarda oksijen harcaması, özellikle sindirim sırasında vücudu diğer besinlere oranla daha fazla rahatlatır. Fakat günlük kalori ihtiyacının tümünün karbonhidratlardan sağlanamayacağı için istirahat günlerinde proteinli ve yağlı gıdalar alın.
yüksek irtifanın gözlere olumsuz etkileri neler acaba?
gözün iç basıncı ile alakalı çeşitli göz hastalıkları var. yüksek irtifadaki düşük basınç çeşitli rahatsızlıkları tetikleyebilir. Ancak bu konuda yapılmış bilimsel bir çalışmaya rastlamadım.
Merhaba, bir eksiği de tamamlamak isterim.
Yüksek irtifa ve çok yüksek irtifada çok sıvı tüketilmesinin mantığı şudur aslında; deniz seviyesine göre oksijen seviyesi %50-75 (everest için %83) oranında daha az olduğundan, kanda oksijeni taşıyan da alyuvarlar olduğu için; vücudumuz yüksek irtifada olduğunu bilmediğinden, her solumada vücuda eksik oksijen girmesinin sebebini, oksijeni taşıyan alyuvarların eksikliğine bağlamakta ve sürekli alyuvar üretmeye başlamaktadır…..Kanda yüksek oranlara çıkan alyuvar sebebiyle, kan daha koyu bir kıvama gelmekte ve kalp krizini (taşikardi) tetiklemektedir…..Bol bol sıvı tüketmenin ardında yatan mantık budur……Tabi ki diğerleri de etkendir ve zaten deniz seviyesi için de geçerli ve önemlidir……
kesinlikle. yazıda eksik kalmış bir bölüm. hatta başlı başına bir konu “dağda sıvı tüketimi”
en kısa sürede yazalım.
konu hakkında biraz bilgisi olanlar için yeterli derecede,teşekkürler,1 ay sonra örneğin 1500 mt rakım civarında önemli bir futbol ,güreş müsabakalarına hazırlık kampı hangi rakımda nekadar süre vs neşekilde yapılmalıdır saygılarımla