Üşümenin Nedenleri ve Çareleri

Aynı dış ortam koşullarını paylaşan bazı insanlar daha az, bazıları da çok üşür. Pehlivan yapılı, iri yarı bir adam soğukta tir tir titrerken, normal vücut ölçülerine sahip bir başkası hiç üşümeyebilir. Soğuk havalarda üşümeyi etkileyen unsurlar şunlardır. Bunlar, yaş, cinsiyet, kilo, metabolik bozukluklar, damar hastalıkları ve giyim kuşamdır.

Bugünkü yazıda kışın soğuk havada meydana gelen üşüme hissinin nedenlerini anlatacağız. Ayrıca, daha konforlu hissetmeniz için çeşitli bilgiler ipuçları paylaşacağız. Yazın ortasında, 40 derece hava sıcaklığında bile üşümek mümkündür. Bu tip durumlar çok ciddi sağlık problemlerine işaret ettiği için, normal kış şartlarında yaşanan üşüme problemine odaklanacağız.

Neden Üşürüz?

Üşüme hissi son derece doğal ve gerekli bir koruyucu tepkidir. Vücudumuz, biz farkında olmasak bile, dış ortamdaki her türlü koşula kendini uydurmaya çalışan dinamik bir organizmadır. Üşümeyi bir uyarı, alarm gibi düşünebilirsiniz. Neden üşüdüğümüzü anlamak için, ilk önce çekirdek ısı nedir, kısaca açıklayalım.

Çekirdek ısı: Normal vücut ısısı 36,5 ile 37,4 santigrat derece arasında değişir. Bu ısı iç organlarımızı çalışır halde tutmak için gerekli olan ideal sıcaklıktır. Dış ortamdaki sıcaklık düşüp yükseldiğinde, vücudumuz iç ısımızı sabit tutmak için çeşitli tepkiler vermeye başlar. Çoğu durumda bu tepkiler adım adım, aşamalar halinde gelişir.

Çekirdek ısının ne olduğunu öğrendiğimize göre, vücudun çekirdek ısıyı sabit tutmak için neler yaptığına bakalım. Dış ortam soğuduğunda (veya ısındığında) 3 farklı tepki meydana gelir.

Çekirdek ısının ne olduğunu öğrendiğimize göre, vücudun çekirdek ısıyı sabit tutmak için neler yaptığına bakalım. Dış ortam soğuduğunda (veya ısındığında) 3 farklı tepki meydana gelir.

  • Zihinsel tepkiler
  • Fiziksel tepkiler
  • Fizyolojik tepkiler

Soğuk havalarda, vücudumuz ilk önce zihinsel tepkiler verir. Soğuk bölgeden sıcak olan bölgeye gitmek, barınak bulmak, ateş yakmak, giysi giymek zihinsel tepkilere örnektir .

Dış ortam ile çekirdek ısımız arasındaki fark neticesinde çeşitli fiziksel ve fizyolojik tepkiler gelişir. Bu fark hayal ettiğiniz gibi onlarca santigrat derece olmak zorunda değildir. Birkaç derecelik değişimler bile vücut tarafından tehdit olarak algılanabilir. Her iki tepkinin de amacı çekirdek ısımızı ideal aralıkta tutmak, böylece iç organlarımızın normal bir şekilde çalışmasını sürdürmektir.

Titremek, durduğunuz yerde hareket etmek, daha hızlı soluk alıp vermek, düşen iç ısıyı arttırmaya yönelik fiziksel tepkilerdir. Daha çok hareket etmek kan akışını hızlandıracağı için, iç ısının artmasına da neden olur. Bunları sona erdirmenin tek yolu, vücudun iç ısısını ideal aralığa getirmektir.

Çekirdek ısımız düştüğünde meydana gelen en belirgin fizyolojik tepki damarların daralmasıdır. El ve ayaklar, burun ve kulak gibi kılcal damar bakımından zengin uzuvlar bu durumdan daha çok etkilenir. Vücut bu bölgelerdeki damarları daraltarak, vücudun kalan bölgelerinde dolaşan kanın soğumasını geciktirir.

Alkollü içkiler içtikten sonra meydana gelen ısınma hissi, alkolün damar genişletme ve kanı sulandırma özelliğinden gelir. Bu durum geçici bir rahatlama verip, iç ısının daha da düşmesine neden olur.

Yukarıda, soğuk havalarda neler olduğundan bahsettik. Konuyu tam manasıyla anlamak için sıcak havalarda nasıl tepkiler verdiğimize de bakalım.

Zihinsel tepkiler: Serin bölgelere gitmek, giysileri azaltmak, gölge aramak.

Fiziksel tepkiler: Daha az hareket etmek, daha yavaş soluk alıp vermek.

Fizyolojik tepkiler: Damarların genişlemesi, terlemek.

Sanırım neden üşüdüğümüzü artık daha iyi anladık. Üşüdüğümüzde kan damarlarımız daralıyor. Bu daralmadan en çok kılcal damarlarla beslenen, kan dolaşımının az olduğu organlar olan el, ayak, burun ve kulaklar etkileniyor. Kılcal damarların daralmasıyla, kan akışı normal koşullarda bile yavaş olan bu bölgeler daha da soğuyor.

Evrimin üşümedeki etkisi

Düşünün, şunun şurasında kaç yüz yıldır yalıtım özelliğine sahip gelişmiş giysilere, botlara kavuştuk? Ben diyeyim 200 yıl, siz deyin 300 yıl. Ya ondan öncesi? Birkaç bin yıl geriye gidecek olursak, bugünkü sandaletlerden çok farklı bir şey kullanmamışız. Daha da geriye gitmemiz halinde, yalın ayak ve çıplak halde dolaştığımızı söylemek yanlış olmaz sanırım.

Ateşin keşfinden bu yana, bugün sahip olduğumuz fiziksel özelliklere kavuşana dek, vücudumuzda sayısız değişimlerin meydana geldiğini düşünüyorum. Gitgide azalan kıllar, daralan kulak ve burun delikleri, boyumuz, postürümüz, ayaklarımızın ve ellerimizin yapısı gibi birçok değişim yaşadık. Elbette tüm bu değişimlerde buzul çağının sona ermesi, iklimlerin değişmesinin de etkisi var.

Son birkaç yüzyılda baş döndürücü gelişmeler yaşanmış olsa da, evrimsel süreç çok ağır ilerliyor. Yaşanan hızlı teknolojik gelişmelere, fiziksel ve fizyolojik özellikler bakımından henüz tam olarak adapte olduğumuz söylenemez.

Son birkaç bin yıldır yaşanan büyük göçler, değişik ırkların birbirleri ile karışmasının da üşümenin üzerinde etkisi vardır. Kimi insanlar aldıkları genetik miras yüzünden soğuk havalardan daha az veya daha çok etkilenir durumdadır.

Daha az üşümek için neler yapılabilir?

Vücudu sağlıklı, dinç tutmak, iyi beslenmek ve kötü alışkanlıklardan uzak durmak, daha az üşümek için gerekli olan koşulların başında gelir. Sağlıklı bir kan ve damar yapısı, düzgün çalışan iç organlar, sağlıklı işleyen bir metabolizmaya sahip olmanız gereklidir. İklimsel koşullara uygun giyinmeniz, dış etkenlerden korunmanız halinde üşümeyeceğinizi söylemek mümkündür.

Sağlık ve üşüme arasındaki ilişki

Çevrenizde, aynı ortamda bulunduğunuz insanlar gayet rahat hissederken siz üşüyor musunuz? İklim koşullarına uygun giyinip yeterince beslendiğiniz halde üşüyorsanız, aşağıdaki rahatsızlıkları araştırmanızı öneririm.

  • Anemi olabilir misiniz?

Anemi, sisteminiz vücudunuzda oksijen taşımak için yeterince normal kırmızı kan hücresi üretmediğinde ortaya çıkar. Çok sayıda farklı anemi türü vardır, ancak soğuk hissetme eğilimi çoğu anemi türünün ortak semptomudur. Üşümenin yanı sıra, solgun görünüm, sürekli halsizlik ve düzensiz nabız aneminin diğer semptomlarıdır. Ayrıntılı bilgi burada.

  • Hipotiroidizm olabilir mi?

Tiroidiniz, boynunuzun tabanında bulunan kelebek şeklinde bir bezdir. Metabolizmanızı, yani vücudu koruyan kimyasal reaksiyonları düzenlemenize yardımcı olur. Bu bez yeterli hormon üretmiyor veya vücudunuz bu hormonu etkili bir şekilde işleyemiyorsa problem var demektir. Soğuk hissetmek tiroid hastalarının ortak şikayetidir. Kuruyan cilt, yorgunluk, kabızlık, kilo almak gibi belirtileriniz varsa derhal konunun uzmanlarına görünün. Ayrıntılı bilgi burada.

  • Kan ve damar hastalıkları

Uzuvlarda devamlı üşüme hissediyorsanız, kan ve damar hastalıklarından da şüphelenebilirsiniz. Kan ve damar hastalıkları farklı semptomlar da gösterebilir. El ve ayak parmaklarında spazmlar, bunların mavi ve beyaz renge dönmesi, kol ve bacaklarda karıncalanma gibi şikayetler bu tip hastalıklara özgü durumlardır.

  •  Diyabet olabilir misiniz?

Diyabetin bir sonucu olarak meydana gelen böbrek hasarı, diyabetik nefropati olarak bilinir. Diyabetik nefropatinin bir semptomu her zaman üşümektir. Diyabetik nefropatinin diğer semptomları şunları içerir. Mide bulantısı ve kusma, kaşıntı, iştah kaybı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, yüzde, ayaklarda veya ellerde şişme. Ayrıntılı bilgi burada.

Nedensiz yere üşüdüğünüzü düşünüyorsanız, mutlaka altında yatan ciddi bir sağlık problemi vardır. Kat kat giyinmek, sobayı en son dereceye almak gibi çarelerle günü kurtarmak yerine, en yakın zamanda iyi bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.

Mevsim koşullarına uygun giyinmek

Kış koşulları için önerebileceğim sihirli bir formül yok. Neden yok? Yok, çünkü herkesin alım gücü farklı. Şimdi ben burada size üşüme sorununuzu kökünden çözecek 7000 liralık kaz tüyü ceket, 2000 liralık pantolon, 3000 liralık bot, 1500 liralık eldiven öneririm. Fakat “ne diyor bu” deyip üstüme gülersiniz.

Kışın giysi seçiminde yapılan yanlışlar genel olarak şunlardır:

  • Kat kat çorap giymek. Kan akışını yavaşlatır. Ayakkabınızın içinde durağan hava için gerekli boşluğu doldurur.
  • Dar elbise ve ayakkabı giymek. Kan akışını yavaşlatır. Soğuk dış giysi ve cildiniz arasında bariyer vazifesi görecek sıcak hava katmanı oluşmasını engeller.
  • Dolabınızda yünden mamul kazaklara, çoraplara, eldivenlere ve atkılara yer vermemek. Yün nem tutmayan, ıslandığında yalıtım özelliklerinden pek bir şey kaybetmeyen doğal bir liftir. Çabuk kurur.
  • Pamuklu atlet, pamuktan mamul kot ve pamuklu giysiler giymek. Pamuk, nemi tutan, ıslandığında geç kuruyan bir liftir. Islaklık hızla ısı kaybetmenize (yaklaşık 20 kat) neden olur. Bu nedenle soğuk havalarda yün veya sentetik çözümleri tercih etmeniz önerilir.

Evinizde kullanılan yalıtım malzemelerini inceleyin. Çift kat camların arasında boşluk olduğunu, çatı ve duvarda kullanılan cam elyafı malzemelerin hep boşluk bırakmak prensibiyle yalıtım sağladığını fark edeceksiniz. Daracık, üst üste giyinmek yerine, soğuk hava ile aranızda bariyer vazifesi görecek hava katmanının oluşmasına izin veren nispeten bol kıyafetler tercih edin.

Pamuklu giysileri ılık ve sıcak havalarda kullanın. Bütçeniz izin veriyorsa, dolabınızda yünden mamul ve kaz tüyü dolgulu malzemelere yer verin. Şayet bütçeniz nitelikli ve pahalı kıyafetler almanıza izin vermiyorsa, sentetik kıyafetler tercih edin. Benzer şekilde, ayakkabılarda da yarım veya bir numara büyük tercih edin. Bu sayede ayağınızla ayakkabının soğuk yüzeyi arasında az da olsa bir boşluk oluşup daha etkin bir yalıtım sağlanacaktır.

Kışın nasıl giyinmeniz gerektiği ile ilgili daha geniş bilgi sahibi olmak istiyorsanız dağcılıkta giyim hakkında yazdığımız yazıda konunun ayrıntılarını inceledik. Dağlarda ve arazide geçerli olan prensipler şehir ortamında da işinize yarayacaktır.

Üşüme ve beslenme arasındaki ilişki

Bir çoğumuz sürekli diyet halindeyiz. Spor yaparak ideal kilomuza kavuşmak yerine, oturduğumuz yerde diyet yaparak kilo kaybetmeye çalışıyoruz. Karbonhidrat ve yağları hayatımızdan tamamen çıkararak iyi mi yapıyoruz, bilmiyorum. Bu şekilde bir yaşam sürdürmenin uzun vadede şüphesiz çeşitli etkileri olacaktır.

Sonra ne oluyor? Unutkanlık, halsizlik, ruhsal çöküntü başlıyor. Tüm bunların yanında bir de üşümeye başlıyorsunuz, değil mi? Vücudunuzdaki yağ anlık olarak enerjiye dönüştürülebilir bir kaynak değildir. Vücut çekirdek ısıyı arttırmak istediğinde, bunun için enerjiye ihtiyaç duyar. Hızlı biçimde enerjiye dönüşecek gıdalar en başta şeker ve unlu karbonhidratlardır. Daha az üşümek için mutlaka nasıl beslendiğinizi gözden geçirin.

Sonuç

Bu yazıyı okuyan bir çoğunuz, üşümeyi defterden silen mucize bir yöntem bulmayı hayal ederek buraya geldi. Ne yazık ki üşümenin kalıcı tek çaresi Ekvator'a yakın bir yere taşınmak. Daha az üşümek için, sağlıklı olmak ve düzgün beslenmek birinci önceliğiniz olmalıdır. Mevsim koşullarına uygun, nitelikli giysiler tercih ederek üşüme problemini büyük ölçüde ortadan kaldırabilirsiniz.


İlginizi Çekebilecek Yazılar:

“Üşümenin Nedenleri ve Çareleri” üzerine 2 yorum

  1. Cagatay bey yazıdaki hipetiroidizm olan başlık hipotiroidizm olarak değiştirilmelidir. Gözünüzden kaçmış sanırım. Ayrica link de hipertiroidizm değil hipotirodizim yazısına yönlendirmeli.

    Yanıtla

Yorum yapın