Deri ve Yumuşak Doku Yaralanmalarına Sahada İlk Yardım

Doğa sporlarında yaşanan kazalar neticesinde, deri dokusu ve yumuşak doku yaralanmaları sıklıkla görülür. Çok basit bazı temel bilgiler öğrenerek, siz de bu tip yaralanmalara ilk müdahaleyi yapabilirsiniz.

Deri ve yumuşak doku yaralanmaları doğada ve günlük hayatta hepimizin karşılaşabileceği, ciddi sonuçlar doğurabilecek yaralanmalardır. bu tip yaralanmalar, sakatlanma, düşme, taş düşmesi, çığ altında kalma, yanlış atılan ters bir adım gibi pek çok nedenden meydana gelebilir.

Yumuşak doku nedir?

Yumuşak doku, halk arasında sıklıkla ciltle karıştırılır. Halbuki cilt, deri dokusu olarak anılır. Yumuşak dokular, bağlar, tendon, kas, kıkırdak, fasya (kasları ve diğer iç organları birbirine bağlayan bağ dokusu), sinovyum (eklem kapsülünün içini kaplayan zar), artiküler (eklem) kıkırdak, yağ dokusu, intervertebral disklerden (sinirleri koruyan şok emici yastıklar) oluşan bağ dokusunun farklı gruplarıdır ve deri altındaki dokuyu ifade etmek için kullanılır.

Deri ve Yumuşak Doku Tedavileri

Aşağıdaki tedavi yöntemlerini sahada ilk yardım müdahalesi olarak düşünmelisiniz. Ciddi yaralanmalarda hasta hareketsiz bekletilmeli, sağlık kuruluşlarından ve kolluk kuvvetinden yardım talep edilmelidir.

Sıyrıklar

Ağrılı, küçük noktasal kanamalardan oluşan, saydam – san renkli sızıntıların bolca olduğu ve enfeksiyona açık yaralanmalardır. Hemen her doğa sporcusunun sıkça başna gelir. Modern tıp ilkyardım ekipmanları içerisindeki antiseptik madde içeren yara bantlan ile kolayca kapatılır. Büyük çaplı sıyrıklarda Mersol (Amerikan tentürdiyotu) denilen cıvalı antiseptik solüsyonlarla açık tedavi önerilir. Mersol havayla temas eden yara yüzeyinin sulanmadan kuruyup kabuk bağlamasını sağlar. Derin yaralara kesinlikle uygulanmamalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, yaranın ıslatılmamasıdır. Bazen Furacin türü antiseptik, su çekici bir krem de daha derin sıyrıklara uygulanabilir.

Yırtıklar

Daha çok keskin yüzeyli cisimlerle oluşup, düşme ve çarpma sonucunda meydana gelirler. Cilt ve cilt altındaki doku düzensiz bir şekilde parçalanmıştır. Çoğu durumda dikiş veya stapler denilen tel zımba benzeri aparatlarla yaranın kapatılması gerekir. Bu tür imkanların olmadığı durumlarda ilk altı saat içerisinde lokal baskı yeterli olabilir. Altısaatten sonra dikilmesi gereken yaraların kenarlarının yenidenkesilerek taze yara yüzeyi oluşturulması gerekmektedir. Şayet bu yırtık yüzeyleri damar, sinir, tendon (eklem kirişi) gibi kısa sürede tamiri gerektiren dokular içeriyorsa, dikilerek yapılması gereken bu girişim geciktiği oranda kalıcı hasarlar, fonksiyon kayıpları ve kanama riski artacaktır. Yüz gibi kozmetik önemi olan bölgelerdeki küçük yırtıklarda steristrip veya skin closure denilen cildin hava almasına elverişli, küçük ve çok kuwetli yapışkan bantlar dikiş yerine kullanılabilir. Her türlü yırtıkta ve benzer yaralanmalarda ilk yaklaşım yara temizliğidir. Ardından lokal baskı ve bandajla yaranın mikrop kapması engellenir.

Delici batıcı cisimlerle oluşan yaralanmalar

Düşmeler sonucu batan ağaç, kaya parçaları, bazen büyük dikenler, doğa sporlarına ait aletlerin (örneğin kazma) yuvarlanma esnasındaki batmaları bu tür yaralanmalara neden olurlar. Kaza sonrası yara kapalı gibi gözüksede batıcı cismin alt dokularda yaptığı etkiyle iç kanama dahil olmak üzere, dışarıdan fark edilmeyen ciddi zararlar oluşabilir. Böyle bir yaralanmadan şüphe edildiğinde önce batan cismin çıktığından emin olarak yara temizlenir ve yara dudakları gerilerek dışarıya kanama olup olmadığı kontrol edilir. Uzuvlardaki bu tür yaralanmalarda lokal baskı yapılırken göğüs, karın gibi bölümlerde yaranın özelliğine göre davranmak gerekir. Göğüsteki yaralarda steril bir gazlı bezle yaranın üstü örtülür ve hava almaması sağlanır.Karındaki delici yaralanmalarda gözüken organlara hiçbir şekilde müdahale edilmez, sadece üzeri steril bir bezle örtülür ve şok tedavisine geçilir. Batıp kalan delici bir cisim dışarı çıkarılmaya çalışılmaz. Giriş deliği etrafı cisimle beraber örtülerek hastane koşullarının olduğu yere götürülür. Delici batıcı cisimlerden oluşan yaralanmalarda en önemli problemlerden birisi de tetanoz, gangren gibi oksijensiz ortamda üreyen mikroplardır. Bu nedenle doğa sporcularına doğaya gitmeden önce bu tür mikroplara karşı uzun süre koruyan aşı (her on yılda bir de rapel – hatırlatıcı doz – ) olmaları önerilir.

Büyük travmalar

Bu şekildeki yaralanmalara örnek olarak, kapak şeklinde doku ayrılmaları (avülsiyon), kopmalar (ampütasyonlar) ve ezilmeler (crushing) verilebilir. Hiç şüphe yok ki, ciddi boyuttaki bu tür büyük travmalar doğa şartlarında ölümcül sonuçlara yol açabilir. Temel yaklaşım olarak kanama kontrolüne yönelik lokal baskı yapılması, kopan uzvun steril bir torba, bu torbanın da içi buz veya kar dolu başka bir torbaya konularak altı saatten önce mikrocerrahi imkanları olan bir merkeze ulaştırılması gereklidir. Avülsiyonlarda kapak altı temizlendikten sonra doku yerine tutturulur ve üzerine hafif baskı uygulayacak tampon -bandaj sarılır. Kopan parçanın bağlı olduğu uzvu yukarı kaldırmak kanamayı durdurmuyorsa turnike uygulanabilir. Ezilmelerde özellikle kütle altında kalmaya bağlı adale dokusundaki derin harabiyet sonrası böbrekler iflas edebilir. Göçük altından, çığ altından çıkarılan (toprak ağırlıklı temas sonrası) doğa severlerde”crush sendromu” denen durum görülebilir. Kanın makinede temizlenmesi (diyaliz) bazen tek çözümdür. Bölgesel ezilmelerde hayati organ etkilenmesi söz konusu değilse kanama kontrolü ve ağrı mücadelesinin ardından kazazede hastaneye ulaştırılmalıdır.

Çürükler

Darbe sonrası doku altına ezilen kan damarlarından plazma ve kanın sızması sonucu bölgede hafif şişlikle beraber mordan giderek yeşile açılan renklerde doku harabiyeti görülür. Doku altında bir nevi minik kan havuzcuğu oluşur. Kırıklar gibi büyük doku altı kanamalarının olduğu durumlarda hematom(kan havuzcuğu), kırık iyileşmesi için gerekli mineralleri içerir. Doğada sıkça görülen el ve ayak parmaklarına direkt gelen darbeler sonrası oluşan ağrılı tırnakaltı hematomları akkora kadar ısıtılan iğneyle tırnak delinerek boşaltıldığında problem kolayca çözülür. Yine kapalı yaralanmalara dahil edebileceğimiz ve hemen tüm doğa sporcularının tanışık olduğu ayakkabı vurmaları sonucu oluşan su kesecikleri (blister) gene akkora kadar ısıtılmış iğneyle delinip serumu boşaltılarak tedavi edilebilir. Bu gibi durumlara önlem olarak iki kat çorap giyilerek sürtünmenin azaltılması, sık sık ağrıyarak ilk belirtileri veren bu noktaların istirahatler sırasında kontrol edilmesi, gerekirse kauçuk minik yastıkcıklar konması ve uzun vadede de doğru ölçülü ayakkabı edinilmesi gereklidir.

Her türlü uzuv (el, kol gibi) kanamalarında yapılrnası gereken ilk şey, kanayan uzvun kalp hizasından yukarı yükseltilmesi ve temiz, steril bir gazlı bezle lokal (bölgesel) baskı uygulanmasıdır. Uzun süre baskı gerekiyorsa, kanayan bölgeye steril kalın bir pet (Gazlı bez sanlmış pamuktopu) bastırılıp üzeri elastik bir bandaj ile sarılabilir.


İlginizi Çekebilecek Yazılar:

Yorum yapın