Kafkasların Eteklerinde 5 Gün: Svaneti – Mestia

Herkese Merhabalar; Sizlerle Elbruz, Ushba, Tetnuldi başta olmak üzere 4000 metre üzeri çok sayıda zirveyi içinde barındıran, efsanelere konu olmuş ve her şeyiyle insanı tam anlamıyla büyüleyen Kafkas dağlarında gerçekleştirdiğim faaliyeti paylaşmak istiyorum. Bu vesileyle kuzeydoğu komşumuzun Batum-gece hayatı-kumar üçgeninden ibaret olmadığı da belki fark edilmiş olur (bu sitenin üye ve ziyaretçilerini tenzih ederek söylüyorum).

Aslında bu yaz öncelikli düşüncem kamp yüklü uzun bir trans faaliyetiydi ve bunun için hazırlık yapıyordum. Yürümeyi düşündüğüm rota Ardahan’dan Maçahel’e trans Artvin etkinliğiydi. Ancak Haziran sonunda Ankaralı uzun mesafe doğa yürüyüşü topluluğu Yeni Rota http://www.yenirota.com ile gerçekleştirmeyi planladığım bu faaliyet seçim kararı alınmasıyla önümüzdeki seneye ertelenmiş oldu. Ben de yönümü yine Yeni Rota’nın aşağıda ayrıntılarını paylaşacağım Kafkaslar etkinliğine çevirdim.

Kısaca Gürcistan

Şimdi burada size Gürcistan’ın demografik özellikleri yada sosyo-ekonomik durumuyla ilgili uzun uzadıya bilgiler verecek değilim. Yalnızca temel birkaç şeyden bahsetmek istiyorum. Tabi bizi ilgilendiren kısım olan doğa sporları açısından. Öncelikle Gürcistan gerçekten bir dağcılık ve doğa sporları cenneti. Başkent Tiflis yakınlarındaki Kazbek(5033) ülkenin en yüksek ikinci (en yükseği 5201 m ile Şhara) Kafkasların beşinci yüksek zirvesi (en yükseği Rusya sınırlarında bulunan 5642 m ile Elbruz). Bunun yanı sıra bu faaliyetinde gerçekleştirildiği Svaneti bölgesi çok sayıda görkemli zirveye ve onlara rota ve parkura ev sahipliği yapan bir doğal güzellik. Özellikle bu bölgelerde turizm de doğa sporcularına göre şekillenmiş durumda.

Ülkede Gürcüce ve Rusça konuşuluyor. Gözlemlediğim kadarıyla Batum dışında İngilizce bilen oldukça az. Son derece karmaşık bir alfabeleri olduğundan genelde tabelalar hem Gürcüce hem İngilizce yazılmış. Trafiğinde ilginç bir biçimde hem sağ hem sol direksiyonlu araçlar var. Para birimleri Lari. İki yıl öncesine kadar ucuz diyebileceğimiz bir ülke olan Gürcistan, liranın mevcut değer kaybından sonra artık her yer gibi bizden pahalı. Hatta benim gittiğim temmuz başında 100 tl ile 52 Lari alınabiliyorken, şu anda maalesef 100 liraya sadece 35 Lari alabiliyorsunuz. Sonuçta alkollü içki dışında her şey Türkiye’den daha pahalı hale gelmiş durumda.

Bilmeyenler için şunu da ekleyeyim; Gürcistan’a vizesiz ve pasaportsuz olarak sadece nüfus cüzdanınızla girebiliyorsunuz. 15 TL olan yurt dışı çıkış harcını ödemeniz yeterli. Ama nüfus cüzdanı dışında ehliyet vb. kimliklerle giriş mümkün değil aklınızda bulunsun.

Yolculuk

Biz etkinliğimizin gerçekleşeceği Svaneti Bölgesinin Mestia kasabasına kadar kara yoluyla ulaşımı tercih ettik. Bunda pek tabi daha ekonomik olmasının yanı sıra Ankara’dan Batum ya da Tiflis’e direk uçuş olmayışı da etkili oldu. Zaten bu iki şehirden birine gitseniz bile Svaneti/Mestia bölgesine ulaşmak için ikinci bir yolculuk gerekiyor. Bizim tercihimiz Lüks Karadeniz firması ile 110 TL karşılığında Hopa’da bulunan sarp sınır kapısına kadar gidip, sınırı geçtikten sonra bizi asıl bölgemize ulaştıracak olan minibüsümüze aktarma yapmak oldu. Minibüs rehberimiz tarafından önceden ayarlanmış Hopalı bir arkadaştı. Ankara’dan kara yoluyla Sarp sınır kapısı yaklaşık 14 saat sürüyor. Buradan da yine kara yoluyla yaklaşık 6-7 saatte Mestia’ya varıyorsunuz.

Bu yolculuk oldukça yorucu ve bacaklarınız size küfretmeye başlıyor bir süre sonra. Siz eğer bu zahmetli yolu tercih etmezseniz birkaç farklı seçenek daha var. İstanbul’dan Batum’a uçakla gidebilir, Batum’dan Mestia’ya ise kara yolunu tercih edebilirsiniz. Batum’dan Mestia’ya günün birçok saatinde 30 Lari karşılığında minibüs bulmak mümkün. Diğer bir seçenek ise hava yoluyla Tiflis’e gidip buradan 80 Lari karşılığında Mestia’daki küçük hava alanına giden 14 kişilik pervaneli uçaklara binmek. Sonuncusu en çabuk ve konforlu fakat en pahalı yol.

Svaneti – Mestia

Svaneti Gürcistan’ın tarihsel bölgelerinden biri, Svanlar ise buranın yerli halkı. Svaneti, 3.000-5.000 metre yüksekliklerde, Avrupa’nın en yüksek yerleşim bölgesi olma özelliğini taşıyor. Kafkas Dağları’nın en yüksek on tepesi burada yer alır. Gürcistan’ın en yüksek dağı olan Şhara (5.201 m), Svaneti’dedir. Diğer zirveler Tetnuldi (4.974 m), Şota Rustaveli (4.960 m), Uşba (4.710 m ) ve Ailama’dır (4.525 m). Svaneti’nin içinde Mestia’nın da bulunduğu farklı kasabaları var. Ushguli, Gudauri ve Kaheti diğer önemli yerleşimler. Bölgenin tamamında Svan kuleleri denilen, eski zamanlarda savunma amaçlı yapılıp günümüzde pansiyon, restaurant ve ev olarak kullanılan mimari yapı göze çarpıyor. Aşağıdaki fotoğrafta Svan kulelerini ve bölgede sıkça karşılaşacağınız ikinci dünya savaşı Sovyetlerinden kalmasına rağmen halen aktif kullanılan bir kamyonu görebilirsiniz.

svaneti mestia gürcistan

Mestia Svaneti bölgesinin hem en turistik hem de doğa sporlarına en elverişli kasabası. Kasabada çok sayıda otel, pansiyon, hostel ve kamp alanı bulunuyor. Kamp alanı derken bunların çoğu otel ya da pansiyonların yeşillikler içindeki bahçeleri. Biz etkinliğimiz boyunca çadırlarımızı sabit olarak Manoli’nin pansiyonunun bahçesine kurduk. Bu bize her günkü farklı rotalara erişim kolaylığı sağladığı gibi, duş ve çeşme gibi ek konforları da oldu. Yemeğimizi yine kendi ocaklarımızda ve kendi imkanlarımızla yaptık. Çadır başına gecelik 10 Lari ücret alıyorlar. Aynı pansiyonda 8 kişilik hostel odasında yatak da tercih edebilirsiniz, o da yanı ücret. Eğer normal çift kişilik pansiyon odasında konaklamak isterseniz kişi başı 25 Lari ödemeniz gerekiyor. Bu ücretlere yatak dışında hiçbir şey dahil değil. Tabi ki kasaba merkezi yerine çevredeki onlarca rotanın üzerinde yer alan uygun alanlarda da kamp kurabilirsiniz. Ancak bol miktarda yağış almasına rağmen su kaynaklarının bizim Kaçkarlar gibi bol olmadığını eklemeliyim. Yani suyunuzu taşımanız gerekebilir.

Mestia Gürcistan

Mestia’da dünyanın bütün ülkelerinden dağcılar ve doğa yürüyüşçüleri ile karşılaşacaksınız. Ben hem kamp yaptığımız pansiyonda hem parkurlar üzerinde Fransa’dan Lübnan’a, Çin’den İsrail’e kadar birçok farklı ülkeden doğa sporcularıyla tanışma fırsatı buldum. Daha önceden de söylediğim gibi tam bir doğa sporları cenneti olan bu bölge dünyanın her yerinden dağcıları bir araya getiriyor. Bu da gerçekten güzel bir paylaşım. İnsanlar sizi ülkelerine davet ediyor, tecrübelerini paylaşıyorlar.
Mestia’da gıda alışverişi yapabileceğiniz en az 4-5 market mevcut. Yani gıdayı buradan oraya kadar sırtınızda taşımanız gerekmiyor. Ancak fiyatların bize göre hayli pahalı olduğunu söyleyeyim. Bir de sucuk, sosis gibi ürünler genellikle domuz etinden yapılıyor. Domuz eti tüketmiyorsanız sormadan almayın. Ayrıca eğer kartuşlu ocak kullanıyorsanız Mestia’da gaz kartuşu gözüme çarpmadığını da belirteyim. Buradan götürmenizde fayda var.

Benim gittiğim temmuz başı itibarı ile en soğuk gece de hava 11 derece civarıydı, yani eksi derecelerde bir uyku tulumuna ihtiyacınız olmayacaktır. Ama tabi kamp yeri olarak kasaba merkezini değil de daha yüksek irtifalardaki alanları tercih ederseniz durum değişebilir. Bölge bol yağış aldığı için iyi bir yağmurluk ya da pançoyu mutlaka bulundurun. Bölgedeki zirveleri denemeyecek, trekking amaçlı dolaşacaksanız, hafif bir trekking botu ya da yaklaşım ayakkabısı işinizi görecektir. Ama Tetnuldi, Ushba(tamamı teknik tırmanış gerektiren oldukça zor bir zirve) gibi zirveler için dağcılık botunun yanı sıra kask, kazma ve krampon her mevsim şart.

Birinci Gün Rotası

Sabahın ilk ışıklarıyla yaklaşık 22 saat süren uzun bir otobüs ve minibüs yolculuğundan geldiğimiz için ilk günün rotasını kolay tuttuk. Çadırları kurup yerleşmenin ardından günübirlik sırt çantalarımızla kasaba içinden kuzeye doğru başlayan bir rota ile Mestia’dan Artskheli köyüne yaklaşık 12 km yürüdük. İlk kısmı hafif eğimde bir yükselişle başlayan bu parkur orta 1/3 lük kısmından sonra biraz dikleşerek mestia ve svan kulelerini kuşbakışı görebileceğiniz geniş bir çayırlığa kadar gidiyor. Bu noktadan itibaren patikayı takip ederek köylerin içinden asfalt yola ulaşıyorsunuz. Buradan da 15 dakikalık bir minibüs yolculuğuyla Mestia’ya geri dönebilir yada nehri solunuza alıp yürüyerek te kasabaya ulaşabilirsiniz. Rota boyunca size 4900 metrelik dev görüntüsüyle Tetnuldi eşlik edecek.

Bölgedeki çoğu parkur gibi burasıda işaretlenmiş, ayrıca bazı yerlerde tabelalarla yönlendirme de mevcut (aşağıdaki fotoğrafta bu tabelalardan birini görebilirsiniz). Bu işaretleme olayı nedense bizde gelişmiş değil. Likya yolu ve Karya yolu dışında görmek pek mümkün olmuyor maalesef.

Mestia tabela

Bu rota boyunca içilebilir su kaynağı görmediğimi belirteyim. Rotanın artık en sonlarındaki köylerde tabi ki çeşmeler mevcut, suları da çok lezzetli. Ama yürüyüş esnasında yanınıza en az 2 litre su almanızda fayda var. Kahvaltıyı sıkı yaptıysanız rota boyunca kuruyemiş, kuru meyve vb. atıştırmalıklar yeterli olacaktır. Zira çok uzun süren bir parkur değil.

İkinci Gün Rotası

Bu günün rotası biraz zorlayıcı. Yine Mestia kasaba merkezinden başlayan işaretli parkurla Koruldi göllerine tırmanacağız. Mestia’nın içinden yürüyerek hemen doğusundaki sırtı tırmanarak başlıyor rota. İlk birkaç yüz metresi dere yatağının içinden yürünüyor. 1400 metreden 2200 metreye yapılan bu çıkış işaretli orman içi/açıklık patikadan sert bir çıkış gerektiriyor. Bu uzun, dik ama keyifli tırmanışın ilk durağı 2200 metredeki haç ve gözetleme kulesi. Bu nokta bütün Mestia’yı kuşbakışı görebileceğiniz enfes bir manzaraya sahip. Burada güneyde sivri bir piramit şeklinde Tetnuldi’nin karlı zirvesi ve Kafkasların karla kaplı diğer zirvelerini doya doya seyrederek biraz mola verin. Bir şeyler atıştırmak için de oldukça keyifli olan bu noktadan sonra irtifa alarak yükselmeye devam edeceğiz.

Mestia manzara

Bu harikulade manzarayı geride bırakarak yola devam ediyoruz. Hemen kuzeydeki patikadan devam ediyor parkur. Bu noktadan sonra orman örtüsü yerini alpin çayırlıklarına bırakıyor. Biraz ileride küçük bir evin sağından devam eden patika kısa bir süre sonra biraz alçalarak bir su kaynağına ulaştırıyor sizi. Bu buz gibi pınar rotada su ikmali yapabileceğiniz tek yer. Burayı geride bıraktıktan biraz sonra ise devasa cüssesi ve inanılmaz heybetiyle Ushba göz kırpmaya başlıyor bize. Gerçekten inanılmaz etkileyici bir görümü var bu noktadan Ushba’nın. Yolu devam ederek göllere doğru yükselmeye devam ediyoruz. 2800’lü metrelerde Ushba dağının doğusundaki havzada 3-4 tane göl var. Burada hava aşağıdan 10-11 derece kadar soğuk. Buraya gelirken çantanızda polar bir ceket bulundurmanızda fayda var. Ayrıca tüm rota boyunca güneşten kendinizi iyi korumanızı tavsiye ederim. Boyun, kollar gibi açıkta kalan yerler fena halde yanıyor zira. Göllerin etrafında bolca dinlendikten ve fotoğraf çektikten sonra dönüş yoluna koyuluyoruz. Hemen alttaki fotoğraf gölleri geride bıraktıktan hemen sonra patikada çekildi. Buradan sonra ilk noktamız olan haçlı tepeye kadar geldiğimiz yoldan geri dönüyoruz. Ama bitiş noktamız olan Mestia’ya bu defa farklı bir orman içi patikadan iniş yapıyoruz. Bu patika çıkışı yaptığımıza göre daha sert bir eğime sahip. Gidiş dönüş bu parkurun toplam uzunluğu 25 km civarında.

Mestia'ya doğru yürüyüş

Üçüncü Gün Rotası

Sanırım bütün faaliyet içinde beni en çok etkileyen parkur bu oldu. Sabah kamp yerimizde yaptığımız kahvaltının ardından yürüyüşün başlayacağı Mazeri çayırına minibüs ile 45 dakika kadar süren kısa bir yolculukla ulaşıyoruz. Bu günkü hedef Ushba dağının kuzeybatı eteğindeki takım şelaleler (aslında biri çok büyük biri daha küçük ini ana şelale ve civarlarına daha ufak şelaleler var). Yürüyüşte kullanacağımız patika, rotanın Rusya – Gürcistan sınırında olması nedeniyle hem turuncu-beyaz hem de mavi-beyaz işaretlenmiş. Başlangıç noktasından itibaren çok güzel bir orman eşliğinde sürekli yükseliyor rota. Zaman zaman tatlı sert bir eğimde ve neredeyse patika boyunca akarsu size eşlik ediyor.

işaret

Aşağıda yürüyüşün başlangıç noktası olan çayırdan müthiş Ushba dağı manzarasını görebilirsiniz.

Ushba dağı Gürcistan

Sürekli yükselerek çıktığınız bu patika, akarsu debisinin çok yüksek olduğu bir dönüşteki tahta genişçe köprüden sonra Gürcistan sınır karakoluna kadar ilerliyor. Tüm ihtiyaçlarını kilometrelerce uzaktan atlarla taşıyan askerlere selam verdikten sonra biraz daha yükselince orman örtüsü seyrekleşip ardından tamamen sona eriyor. Bu noktadan sonra kayalık alanda ilerleyen patikadan biraz daha yükselince uzaktan büyük şelaleyi görüyorsunuz. Onun solunda ise biraz daha küçük bir kardeşi var. Büyük şelaleye biraz daha yaklaşınca inanılmaz soğukluğu ve rüzgarı hissetmeye başlıyorsunuz. Öyle ki ben en fazla 250 metre kadar yaklaşabildim büyük şelaleye. Metrelerce yukarıdan dökülen çok büyük miktardaki su insanı uçuracakmış hissi veren bir rüzgar yaratıyor. Tabi bu rüzgarın taşıdığı su da bir güzel ıslatıyor sizi. Bu parkurda mutlaka iyi bir su geçirmez ceket gerekiyor. Ayrıca aşağıdan 25 derecelerle başladığınız rotada şelaleye yaklaştıkça hissedilen sıcaklık 2-3 dereceye kadar düşüyor. Bu iki ana şelale dışında bunlara çok küçük olanların altına da girebilirsiniz size kalmış. Biz bu noktayı hedeflediğimiz için büyük şelaleden sonra aynı patikadan geri döndük. Ancak işaretleri takip ederek buradan 4 km daha yükselirseniz Ushba buzuluna ulaşıyorsunuz.

Ushba şelale

Ayrıca rotanın başlangıcı ile ortası arasında bir yerde bir hikers house var. Dönüşte benim yaptığım gibi burada oturup biraz dinlenebilir ve buz gibi bir Gürcü birası içebilirsiniz (ben bunu yapmak için tempomu oldukça arttırıp grubun önüne geçmiştim). Toplam uzunluğu 25 km civarında olan bu parkurda 1400’lü irtifadan başlayarak yaklaşık 3200 metreye kadar yükselip geri geliyorsunuz.

Dördüncü Gün Rotası

Bugün Mestia’daki son etkinlik günümüz olacak. Her zamanki gibi kamp kurduğumuz alanda yaptığımız kahvaltıdan sonra minibüs bizi Mestia’nın kuzeyine, Ushguli yolu üzerindeki Tsaldashi köyüne götürüyor. Bu günkü parkurda Tetnuldi dağı kayak merkezinin üzerine, 3300 metrelere kadar yükseleceğiz. Orman içi yollardan başlayan yürüyüşte yükseldikçe, kafamızı çevirdiğimiz her yönde başka bir Kafkas zirvesi görüyoruz. Manzara bakımından gerçekten eşsiz, bir o kadar da uzun ve yorucu bir parkur. Zira kayak merkezinin da üzerine kadar önemli bir bölümü hep yükseliş. Ama insanın hafızasına kazınan o dağlar her şeye değiyor.

Mestia'nın kuzeyi

Hedeflediğimiz noktaya ulaştıktan sonra önce kayak merkezi bölgesindeki tesise kadar alçalıyoruz. Burada birçok yiyecek ve içecek çeşidini bulabileceğiniz ve mola verebileceğiniz bir restaurant mevcut. Yine burada da farklı ülkelerden doğa sporcuları var. Dağcılara ve doğa yürüyüşçülerine bu bölgede yamaç paraşütçüleri de ekleniyor. Şunu da belirteyim; bu tesise Mestia’nın içinden 15 Lari karşılığında teleferik ile çıkıp inmek de mümkün.

Burada verdiğimiz molanın ardından teleferik hattı ile zaman zaman kesişen ve kıvrıla kıvrıla Mestia’ya kadar inen traktör yolundan kamp alanına dönüyoruz. Rota yine 1500’lü metrelerden başlayıp 3300 metreye kadar çıkıyor ve yaklaşık 28 km.

Dönüş

Sabah kahvaltının ardından çadırlarımızı ve çantalarımızı toplayıp minibüse biniyoruz ve Batum’da verdiğimiz kısa molanın ardından Türkiye’ye Sarp üzerinden giriş yapıyoruz. Akşam saatlerinde Kemalpaşa Hopa arasında sahile kamp kurduktan sonra ertesi gün yine otobüsle Ankara’nın yolunu tutuyoruz.

Tavsiyeler ve Sonuç

Aslında genel tavsiyeleri satır aralarında verdim. Ama tekrarlamak gerekirse, öncelikle Mestia merkezinde yada yakın bir nokta kalırsanız çevre rotalara ve parkurlara ulaşmak oldukça kolaylaşıyor. Buradan her yere araç bulabiliyorsunuz. Kampı tamamen yerleşimden uzak bir yerde yapmak isterseniz su kaynaklarını iyi araştırmak gerekiyor. Bölge halkı doğa sporcularına son derece alışık hatta ekonomilerinin önemli bir kısmı onlar üzerine kurulu. Bu anlamda hiçbir sıkıntı yaşamayacağınızı rahatça söyleyebilirim. Bu parkurları kamp yüküyle yürüyüp her gün farklı noktada konaklamak ta mümkün. Ancak oldukça uzun olan rotalarda zorlanabilirsiniz.

Tavsiye eder misin derseniz cevabım kesinlikle evet olur. Çünkü gerçekten inanılmaz etkileyici bir coğrafya, sonsuz seçenekli bir faaliyet. Bir nebze bizim Kaçkar coğrafyasına benzemekle birlikte, daha düşük irtifalardan itibaren kar örtüsü buradaki sıra dağların çok daha güzel olmasını sağlıyor. Ayrıca zirvelerin tamamı 4000m üzeri, 5000 metreye yakın olanlarda var. Üstelik büyük bir bütçe ayırmadan (tabi benim gibi kara yolunu tercih ederseniz), vize pasaport gibi formalite ve masraflarla uğraşmadan hem başka bir ülke ve kültür hem de eşsiz Kafkas dağlarını yaşama imkanını size sunuyor. Sorularınız yada eklemek istediklerinizi yorumlar bölümünden paylaşabilirsiniz.

Son olarak bu harika tecrübeyi yaşamamı sağlayan Yeni Rota ailesine ve onun şahane rehberi Ergün ERDEM'e de sonsuz teşekkürler…


İlginizi Çekebilecek Yazılar:

Yorum yapın