Normalde Sadi Yalgın'ın Yalvaç – Aşağıgençali rotasını izleyerek, Eğirdir gölünün kuzeyinden (bölgenin yerlileri Eğirdir gölünün kuzey kısmına “Hoyran gölü” diyor) Dikmen Çiftliğine ulaşmayı planlamıştım. Bir gün önceki parkurda, Yukarıtırtar köyündeki kahvede mola verince köylülere bu planımı paylaştım. Planı duyunca “Saint Paul yolunu boşuna yürüdüğümü” söylediler. Asıl rotanın şu an sizlerle paylaştığım rota olduğunu; bu bölümü tamamlamadan geçersem “buraları gördün sayma” diye beni gaza getirdiler. İyi ki bu güzel insanlara tesadüf ettim.
Aşağıtırtar – Dikmen çiftliği parkuru Eğirdir gölünün kıyısına paralel ilerleyen, harita üzerinde bakınca basit gibi görünen, ancak benim açımdan 5 kere Ağrı dağına çıkıp inmeye eşdeğer bir maceraydı.
Saint Paul yolu boyunca toplam 20 – 25 parkur vardır herhalde. En güzel ilk üç parkur hangisi diye sorsalar, kesinlikle bu parkur onlardan biri diye yanıtlardım. Bu bölüm biraz çetrefilli. O yüzden dikkatlice okuyup notlar alın.
Aşağıtırtar – Dikmen Çiftliği rotası hakkında teknik bilgiler
Mesafe: 17 km (Aşağıtırtar sahili – Kemer köyü) Kemer köyünden motor kiralayıp karşı kıyıya, Dikmen çiftliğine geçiyorsunuz.
Süre: 10 saat
Başlangıç irtifası: 920 metre
Parkurun en yüksek noktası: 1100 metre
Bitiş irtifası: 920 metre
GSM Kapsama oranı: %100 (Turkcell 4G)
Zorluk Derecesi: orta
Teknik Zorluk: üç, dört yerde elleriniz boşta (fotoğraf makinesi ve cep telefonu tutmadan) dikkatli geçin. kayıp düşme riski var. ayrıca 1100 metreye çıkıp inişe geçtiğinizde, sahile metreler kala kayalık bir bölümden ineceksiniz. O bölümde çantayı 3 metre aşağı bitkilerin üzerine salladım. Çantasız biçimde, dikkatli inerek tamamladım.
Su Kaynakları: çok sınırlı (aşağıdaki uyarıya dikkat)
Satıh: %80 arazi, %10 toprak yol, %10 su (kayıkla geçiliyor)
İşaret Durumu: çok sağlıksız
Aşağıtırtar – Dikmen Çiftliği parkuru hakkında tavsiyeler
Eyüpler – Aşağıtırtar parkuru yazısında uyarmıştım; bu parkurda büyük su sorunu var. Bir gün önceden bu parkurun suyunu tedarik edin. Aşağıda detaylarından bahsedeceğim.
Bu parkurun en büyük sıkıntısı işaretlerin sağlıksız olması. Buna patikaların dar olması ve dikenli bitki örtüsü ile kaplı olması da eklenince, eldeki gps verileri ancak referans olarak işinize yarıyor (GPS cihazlarındaki 3-4 metrelik sapmadan ötürü).
Anladığım kadarıyla göle paralel ilerleyen keçi patikalarından bir iz çıkarmışlar, hasbelkader işaretleme de yapılmış. Ancak birbirine paralel, seri, çapraz o kadar çok patika var ki 🙂 4-5 kilometrelik bir bölüm (kaya mezarları – su pınarının 500 metre öncesi) sizi zorlayacak. Dilerseniz bu bölümü sahilden misler gibi dümdüz de yürüyebilirsiniz. En az 3 saat kazancınız olur.
Kamp yüküyle yanlış patikalara girip çıkacaksınız. Yürürken bol bol Saint Paul'e saydırdım 😀 “mis gibi gölün kenarını bırak, keçi patikasından yürü, zorun neydi be adam” diye Saint Paul'e çok kızdım. Şaka bir yana, yürüdüğünüzde ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Kemer köyüne 3 kilometre kala çoban köpeklerine dikkat. Aralıklarla konumlanmış hayvan sürülerinde üçer beşer tane Kangal cinsi köpek bulunuyor. Gece 10 sıralarında, tek başıma, yaklaşık 20 kadar köpeğin tacizine uğradıktan sonra, kendime “bu gece bana bir şey olmadıysa bundan sonra başıma kolay kolay iş gelmez” diyerek Kemer köyüne ulaştım.
köpeklere hiç durmadan sürekli ilerleyerek, göz teması kurmadan, sakin bir ses tonuyla “canımsın, ne tatlı köpeksin sen öyle” diye diye konuşarak ilerledim. agresif tavırlar sergilemenizi önermiyorum. hayvanların tek derdi sizi sürüden uzak tutmak.
Parkurda görmeye değer yerler
Parkurun tamamı enfes göl ve dağ manzarasına sahip. Yol boyunca yorucu olmasının karşılığını veren manzaralar eşliğinde ilerliyorsunuz. Yürüyüşün başlangıcında, tam olarak 3ncü kilometresinde çok değişik bir kaya yapısı ve kaya mezarları göreceksiniz.
Su kaynakları ve alışveriş
Yazının başında ve dünkü parkurun yazısında belirttiğim gibi; bu parkur su konusunda çok sıkıntılı. En azından parkur başındaki Aşağıtırtar sahilinde bir tane çeşme veya kuyu bulmayı ummuştum. Ne yazık ki yok. Karşınızda deniz büyüklüğünde göl var, ancak bir tane su kaynağı yok.
Beni bu konuda uyaran hiçbir kaynak olmadığı, bizim insanlarımızın da Wikiloc'ta rota paylaşırken bu gibi gerekli bilgilere yer vermemeleri yüzünden 24 saat boyunca su içmeden geçirdim. Haritada “su pınarı” olarak işaretlediğim noktaya varmadan 100 metre önce dayanamayıp yarım litre göl suyundan içtim.
Bir gün önce, Aşağıtırtar köyünde hem o geceki kamp için, hem sabah yapacağınız kahvaltı için, hem de parkurda ilerleyeceğiniz 8 kilometre için (yaklaşık 4-5 saat sürecek) mutlaka su tedarik edin. Köyden susuz ayrılırsanız en az 20 saat susuz kalacağınızı unutmayın.
Yürüyüşün 8nci kilometresinde kayalardan göle akan su pınarları olduğunu gördüm. Midem bulanarak içtiğim yarım litre göl suyunun üstüne, 2 litre de burada su içtim. Su inanılmaz taze ve lezzetliydi. Yarım saat kadar bu suyun başında vakit geçirdim. Bu esnada suyla seviştim desem yeridir 🙂
Alışveriş konusunda da bir uyarıda bulunayım. Barla köyüne kadar (yaklaşık 2-3 gün mesafe) alışveriş yapabileceğiniz bir bakkal bulamayacaksınız. Bu yüzden bir gün önce Aşağıtırtar köyünü geçerken, köydeki tek bakkalda durup gerekli ise gıda tedarik edin.
Konaklama – Kamp – Dikmen Çiftliğine ulaşım
Kemer köyüne ulaşınca iki seçeneğiniz var. Eğer yorgunsanız sahilde kamp kurabilirsiniz. Bir an önce karşıya geçmek isterseniz Balıkçı Orhan'ın evini haritada işaretledim. Beni 50 lira karşılığında (Kasım 2018) Kemer köyü sahilinden Dikmen Çiftliğine götürdü. Orhan abinin kayığı gölün bir kaç metre açığındaydı (iskele yok), bu nedenle kayığa kadar onun verdiği balıkçı çizmeleriyle ilerledim. Ancak çizmeler delikmiş. Sırılsıklam oldum. Çizmelerde delik olup olmadığını sorun. Delik varsa çıkarın pantolonu, donla ayaklarınız çıplak yürüyün. En azından çorap ve pantolonunuz sırılsıklam olmaz.
Yaklaşık 20 dakikada Dikmen Çiftliğine ulaştım. Çiftliğin giriş kapısının önüne çadır kurdum. Mavi renkli kapının yanındaki duvarın hemen ardında musluk var. Haritada yerini işaretledim.
Bu noktada konaklama ile alakalı bir seçeceğiniz daha var. Dikmen çiftliğine 200 metre mesafede, Mustafa isminde bir abi evinin odasını pansiyon olarak kiralıyor. Mustafa abi aynı zamanda bölgedeki işaretleme çalışmalarına da fiilen katılıyormuş. Mustafa abiyi ertesi gün keşfettim. Evinde bir tam gün kalıp dinlendim. Mustafa abinin telefonu 0553 078 50 32. Kendisi kayık hizmeti de veriyormuş. Kayık + konaklama + kahvaltı ve akşam yemeği toplam 125 TL ücret karşılığında faydalanabilirsiniz (Kasım 2018).
Parkur hakkındaki düşünceler
En başta dedim ya “5 Ağrı dağına bedeldi” diye.. Parkuru kamp yüküyle, neredeyse 24 saat susuz biçimde geçtiğim için zorlandım. Zor olmasına karşın enfes güzel manzaraya sahip bu parkuru bir dahaki sefere daha hafif bir çantayla, yanıma yeterli miktarda su alarak tekrar yürürüm. Belki ilerleyen günlerde işaretleme çalışmaları da yapılabilir.
Özet olarak köylünün “bu parkuru yürümezsen buraları gördüm sayma” uyarısına katılıyorum.
Harita
merhaba, kayık kullanmadan rota oluşturulamaz mı? wikiloc’da kayık kullanan rotaya rastlamadım. siz mi kayık kullanmayı seçtiniz yoksa resmi rota mı bu?
Rota yok aslında, bahsettiğiniz görseli elle paint’te çizdim. Bölgeyi tanımak önemli. Hava patladığında nereye sığınacaksınız, nerelerde karaya çıkılır, tüm bunları düşünüp de yola çıkmak gerek. Bunu vurgulamak istedim.
Merhaba
Çağatay Bey, paylaşımınız ve tarafımı paylaşımınızda bağlantı vererek mutlu ettiğinizi ifade etmeden geçmeyeceğim. ST Paul Yolu hk. ayrıntılı raporumu kulübümün Facebook sayfasında yayınladım. Yolun işaretsiz, yön ve bilgi levhalarının olmadığı için GPS olmadan yola çıkmamaları uyarımı da not düşmüştüm. Tarafıma Hoyran rotasını neden seçtiğimi açıklama fırsatı yarattınız. Öncelikle teşekkür ederim. Yolu yürüdüğüm tarihlerde balık avı yasağı olduğu ve karşıya kayıkla ulaşmanızı sağlayacak kişinin göle girişi yasaklı olduğundan rota değişikliği yaptım. Patika ve toprak yol değildi. Sert zeminde yürümek zorunda kalmıştım. Bilginize, selam ve saygılar.
Sadi YALGIN
Sadi bey merhaba. İyi ki yasak varmış bu rotaya sapmamışsınız. Ömrümden yedi öyle söyleyeyim :)) Ancak eşsiz güzellikteydi. Bir sizin, bir de Metin Kurt abinin rota paylaşımları çok faydalı oldu. Selamlar saygılar.